He was very thirsty and asked for some water.
- Çok susamıştı ve biraz su istedi.
It looks like your dog is thirsty.
- Köpeğiniz susamış gibi görünüyor.
These monarchs are a bunch of bloodthirsty psychopaths.
- Bu hükümdarlar bir sürü kana susamış psikopatlardır.
Some kinds of food make us thirsty.
- Kimi yiyecekler bizleri susatırlar.
I'm drinking water because I'm thirsty.
- Susamış olduğum için su içiyorum.
We drown in information but thirst for knowledge.
- Bilgi içinde boğulduk ama bilgiye susadık.
Our people thirst for independence.
- Halkımız bağımsızlığa susamıştır.