Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
 - The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
Çoğu zaman onların istediklerini vermek zorunda kaldık.
 - In most cases we had to give in to their demands.
O genellikle ablasına boyun eğmek zorunda.
 - She usually has to give in to her big sister.
Ben her zaman ona boyun eğmek zorundayım.
 - I always have to give in to him.