Seninle gurur duyuyor.
- Sie ist stolz auf dich.
Sizinle gurur duyuyorum! Siz çok çalışkansınız!
- Ihr seid so fleißig! Ich bin stolz auf euch!
O kaba, kibirli ve cahil.
- He's rude, arrogant and ignorant.
Kız güzelliği nedeniyle kibirli.
- That girl is arrogant because of her beauty.
O bir fahişenin kendini beğenmiş oğludur.
- He's an arrogant son of a bitch.
Tom kendini beğenmiş ve kibirli.
- Tom is pompous and arrogant.
Dan küstah ve kibirli bir adam değil.
- Dan isn't an arrogant and disdainful guy.
O gururlu ve kibirli.
- He's prideful and arrogant.
Herkes Dan'ın küstahça tavrından nefret ediyor.
- Everybody hates Dan's arrogant attitude.
Onun küstah tavırlarına dayanamadım.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
- Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.
Eniştem gerçekten bencil.
- My brother-in-law is really egotistical.