stau

listen to the pronunciation of stau
Немецкий Язык - Турецкий язык
[der] tıkanıklık; trafik tıkanıklığı
trafik kuyruğu
kan birikmesi
konjesyon
Английский Язык - Турецкий язык

Определение stau в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

jam
sıkışıklık

Elektrik prizinde sıkışıklık vardı. - There was jam in the electric outlet.

Tom sıkışıklıktan çıkmama yardım etti. - Tom helped me out of a jam.

jam
tutukluk yapmak
jam
sıkıştırılma
jam
(Askeri) Tutukluk yapma (silah), karıştırma(k)
jam
(Askeri) TUTUKLUK: Otomatik bir silahta, ateşleme mekanizması gibi bir tertibatın çalışmasına engel olan sıkışıklık veya tutukluk
jam
bir araya sıkışm
jam
{f} yayını bozmak
jam
{f} sıkıştırmak
jam
bozmak
jam
{i} kolay şey
jam
{f} doğaçlama çalmak (caz)
jam
reçel/açmaz/kalabalık
jam
{f} basmak
jam
jam boz/sıkış/sıkıştır
jam
{f} kıstırmak
jam
{i} çocuk oyuncağı
jam
{i} reçel, marmelat
jam
(isim) reçel, sıkışıklık, izdiham, tıkanıklık, kolay şey, basit şey, çocuk oyuncağı
jam
bastırmak
jam
çalışmaz veya işlemez hale gelmek sıkışma
Немецкий Язык - Английский Язык
orographic lift
traffic jam
jam

The accident caused a traffic jam. - Der Unfall verursachte einen Stau.

They were stuck for hours in a traffic jam. - Sie steckten stundenlang im Stau.

Связанные Термины

Stau (Autoschlange)
tailback
Stau (Autoschlange)
traffic backup
Stau auf der A6 Richtung Norden
traffic congestion on the M6 northbound
Dieb , der aus Autos im Stau stiehlt
jammer
Es bildet sich ein Stau.
Traffic is beginning to back up
Wegen des Unfalls bildete sich ein kilometerlanger Stau.
Traffic was tailed back/backed up for miles because of the accident
Wenn mit Stau zu rechnen ist, …
If congestion is likely to happen …
einen Verkehrsstau/Stau verursachen
to tail back traffic
einen Verkehrsstau/Stau verursachen
to back up traffic
im Stau stecken
to be stuck in a traffic jam
in einen Stau geraten
to be caught in a traffic jam
Английский Язык - Английский Язык
A slepton which is the hypothetical superpartner of a tau lepton