Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Orada kar mı yağıyor? Bak, zaten orada toprağın üstünde belirmeye başlıyor!
- Is it snowing out there? Look, it's already starting to appear on the ground there!
Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.
- It looks like it will start pouring any second now. Better take an umbrella.
2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.
- When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
Onun küçük kız kardeşi ünlü bir televizyon yıldızı.
- His younger sister is a famous TV star.
Tom ünlü bir film yıldızıdır.
- Tom is a famous movie star.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
Biz başlamadan önce bu işin ne kadar önemli olduğu hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- Before we get started, I'd just like to say a few words about how important this job is.
Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim.
- I had never seen such a shiny star.
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.
- There exist several stars which are larger than our Sun.
Yıldızlar büyüktür, çünkü onlar sıcaktır; onların yakıtı bittiğinde, onlar çökerler.
- Stars are big, because they're hot; when their fuel is exhausted, they collapse.
Hala hayatta olduğum için şansıma şükrediyorum.
- I thank my lucky stars that I'm still alive.
Tom'un başlamak için bir şansı var.
- Tom got a chance to start over.
His teacher tells us he is a star pupil.
... I've reviewed places, starred places, and I ...