Yeni yapılar şehrin ucunda yapılıyor.
- Viele neue Wohnbauten entstehen am Rande der Stadt.
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
- Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.
Bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor.
- Die Bevölkerung dieser Stadt wird jedes Jahr kleiner.
Bana şehri gösterebilir misin?
- Kannst du mir die Stadt zeigen?
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Wir leben in einer schönen Stadt.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
- Istanbul ist die Stadt, die ihr am meisten gefällt.
Roma eski bir şehirdir.
- Rom ist eine alte Stadt.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
- Istanbul ist die Stadt, die ihr am meisten gefällt.
Gideceğimiz şehir çok güzel.
- Die Stadt, in die wir fahren werden, ist sehr schön.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Belediye binası 1895 ve 1897 yılları arasında inşa edildi.
- The town hall was built between 1895 and 1897.
Ofisim kentin merkezinde.
- My office is in the central area of the city.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
I will show you around the city.
- Ich werde dir die Stadt zeigen.
Paris is the most beautiful city in the world.
- Paris ist die schönste Stadt der Welt.