sporlu

listen to the pronunciation of sporlu
Турецкий язык - Английский Язык
sporiferous
(Gıda) spore forming
spor
sport

Football is the most known sport in the world. - Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.

I like to play sport for fun not for competition. - Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

spor
{i} sports

In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon. - Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.

Oh, you must be good at sports. - Oh, sporlarda iyi olmalısın.

spor
games
spor
(Tıp) spor
spor
athletic

I want to join an athletic club. - Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.

spor
spore
sporlular
sporozoa
Spor
for sport

My brother doesn't go in for sports. - Erkek kardeşim spora ilgi duymaz.

Fall is the best season for sports. - Sonbahar spor için en iyi sezondur.

spor
gym

She did not walk to the gym. - O, spor salonuna yürümedi.

The money was appropriated for building the gymnasium. - Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.

spor
biol. spore
spor
sports, games; sports, sporting
spor
(Tabiat Doğa) (bitki) spore
spor
sporting

An Olympic gold medal is probably the most coveted sporting prize. - Olimpiyat altın madalyası muhtemelen en imrenilecek spor ödülüdür.

I took part in the sporting event. - Spor olayına katıldım.

spor
shot put
spor
curve
spor
bat

Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly. - Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.

Many top athletes take ice baths after workouts. - Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sporlu в Турецкий язык Турецкий язык словарь

spor
Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü
spor
Kullanışı rahat, kolay olan
spor
Çiçeksiz bitkilerde üreme organı
spor
Kullanışı rahat, kolay olan: "Hiç değilse, spor bir ceket ister şöyle."- H. Taner. Çiçeksiz bitkilerde üreme organı
spor
Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi
sporlular
Bir hücrelilerin, omurgalı ve omurgasız hayvanlarda asalak olarak yaşayan, çok az hareket edebilen, sporla üreyen bir alt takımı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sporlu в Английский Язык Турецкий язык словарь

spor
(Tıp) spor