Определение soothfast в Английский Язык Турецкий язык словарь
- hakiki
- sadık
- eski gerçek
- hakikatli
- actual
- gerçek
Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı.
-Tom has actually never been to Boston.
Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
-Tom says he has actually seen a ghost.
- actual
- {s} fiili
- actual
- {s} aktüel
- actual
- asıl
- actual
- {s} güncel
- actual
- {s} mevcut
- real
- {s} reel
Reel sayılar kümesi sayılamazdır.
-The set of real numbers is uncountable.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
-Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
- actual
- {s} şimdiki
- real
- gerçekten çok
Sen gerçekten çok kibarsın.
-You're really too kind.
Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi!
-Damn, this ice cream is really good!
- actual
- doğru
O aslında doğru değil.
-That's actually not true.
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
-The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
- actual
- aslı
Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
-And actually, this project needs everyone.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
-She looks young, but she's actually older than you are.
- actual
- eylemsel
- actual
- asli
- actual
- hakiki
Связанные Термины
Определение soothfast в Английский Язык Английский Язык словарь
- actual
- truthful, faithful; honest, veracious
Why do not you . . . bear leal and soothfast evidence in her behalf, as ye may with a clear conscience! --Sir W. Scott.
- actually; truthfully
I care not if the pomps you show be what they soothfast appear. --Ralph Waldo Emerson.
- based on the truth, true
- real
- Firmly fixed in, or founded upon, the thruth; true; genuine; real; also, truthful; faithful
- Soothly; really; in fact