Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim.
- I was aware of the trick in this magic.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?
- Can S. Jobs bring back the magic to Disney?
Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
Kız, sihir gibi kayboldu.
- The girl vanished like magic.
Bir sihirbaz olmak istiyorum.
- I want to be a magician.
Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı.
- Kissing her was a magical, unforgettable moment.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
- In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
Pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir.
- He knows many amusing magic tricks.
movie magic.