O ciddi olarak çalışmaya başladı.
 - He began to study in earnest.
O ciddi olarak çalışmaya başladı.
 - He began working in earnest.
O çok samimi bir kişi.
 - He is a very earnest person.
En samimi talebime rağmen, benimle konuşmayı reddettiler.
 - They refused to talk to me in spite of my earnest request.
Ciddiyetle yüzüğünü aradı.
 - She looked for her ring earnestly.
O çalışkan bir öğrenci.
 - She is an earnest student.