Birini tanıyorum da ötekini değil.
 - I know one of them but not the other.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
 - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
 - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
 - Kill two birds with one stone.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
 - One of my dreams is to learn Icelandic.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
 - I know one of them but not the other.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
 - One won’t hear much music in that pub.
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
 - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
 - No one may be compelled to belong to an association.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
 - No one wants to listen to my opinions.
Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
 - You have to buy one at the office.
Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.
 - I lost my watch, so I have to buy one.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
 - If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
Tom'un yaptığı çok emniyetli olmayan tek şey her Web sitesi için aynı şifreyi kullanmasıdır.
 - One thing Tom does that isn't very safe is that he uses the same password for every website.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
 - Each one of us should do his best.
Onların her birine bin yen verdim.
 - I gave them one thousand yen each.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
 - No one wanted to insult these men.
Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
 - In the country of the blind, the one-eyed man is king.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
 - One more person will be joining us later.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
 - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.