sich beklagen

listen to the pronunciation of sich beklagen
Немецкий Язык - Турецкий язык
şikâyet etmek, yanıp yakılmak¡
yanıp yakılmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sich beklagen в Английский Язык Турецкий язык словарь

about
takriben

Takriben senin yaşındayız. - We are about your age.

O, takriben benimle aynı yaştadır. - She's about the same age as I am.

about
hemen hemen

İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık. - When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler. - People say I look about the same age as my sister.

about
hakkında

Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme. - Don't say bad things about others.

Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar. - They study about the function of the brain.

about
aşağı yukarı

Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar. - This is about all I can put up with.

Tom aşağı yukarı benimle aynı yaşta. - Tom is about the same age as me.

about
{e} konusunda

O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu. - He put up a notice about the change in price.

Sorun konusunda sessiz kaldı. - She kept silent about the problem.

about
{e} etrafında

Biz ateş etrafında dans ettik. - We danced about the fire.

Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor. - A high wall stands all about the garden.

about
üzerine

Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı. - Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen. - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.

about
buralarda

Buralarda manzara çok güzeldir. - The scenery about here is very beautiful.

Buralarda bir kulübe vardı. - There used to be a hut about here.

about
şuraya buraya
about
tahminen
about
emir Geriye don I about to come gelmek üzere beat about the bush bin dereden su getirmek
about
ötesinde berisinde
about
çevresine
about
etrafına

Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı. - The old man looked about for his hat.

Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı. - Tom stood up and looked about.

about
ile meşgul
about
her yerinde
about
havalisinde
about
için About facel
about
edat dair
Немецкий Язык - Английский Язык
to complain of
to grizzle
about
to; that
complain