Reading a book can be compared to making a journey.
- Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
Life is like a journey.
- Hayat bir seyahate benzer.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
I'll travel across Europe by bicycle this summer.
- Bu yaz Avrupa'ya bisiklet ile seyahat edeceğim.
Tom is leaving on a trip on Friday.
- Tom cuma günü bir seyahata çıkıyor.
Tom loves taking trips.
- Tom seyahat etmeyi sever.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
He likes travelling abroad by air.
- O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.
I'm travelling alone.
- Yalnız seyahat ediyorum.
Traveling makes people knowledgeable.
- Seyahat, insanları bilgili yapar.
Poor health prohibited him from traveling.
- Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.