Life is like a journey.
- Hayat bir seyahate benzer.
Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
- Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
Tom is leaving on a trip on Friday.
- Tom cuma günü bir seyahata çıkıyor.
I am short of money for my trip.
- Seyahatim için yeterli param yok.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
He likes travelling abroad by air.
- O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.
I'm travelling alone.
- Yalnız seyahat ediyorum.
Traveling abroad is now more popular.
- Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.
Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.