Would you like to travel abroad?
- Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
I had a chance to travel abroad.
- Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
She is used to traveling.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
He's accustomed to traveling.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
I traveled by myself.
- Tek başıma seyahat ettim.
He traveled through the Tohoku district this summer.
- O, bu yaz Tohoku bölgesinde seyahat etti.
We travelled all over the country.
- Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.
Have you ever travelled alone?
- Hiç yalnız seyahat ettin mi?
I really like travelling.
- Seyahat etmeyi gerçekten severim.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
I have to commute all the way from a distant suburb.
- Ben uzak bir banliyöden bütün yolu seyahat etmek zorundayım.