Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
 - I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
 - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
 - A number of friends saw him off.
Birkaç yolcu yaralandı.
 - A number of passengers were injured.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
 - Fadil received a number of letters from Layla.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
 - He has written a number of exciting detective stories.
Bir miktar kitap çalındı.
 - A number of books were stolen.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
 - The councilor tabled a number of controversial motions.