Ortam iletişimi etkiler.
 - The setting influences the conversation.
Çalar saatin ayarını yap.
 - Adjust the setting of the alarm clock.
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
 - Tom had a little trouble adjusting the settings.
Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
 - If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
Güneşin dağların ardında batışını izledik.
 - We watched the sun setting behind the mountains.
Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.
 - Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts.
Tom sadece ayarlamayı bitiriyor.
 - Tom is just finishing setting up.
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
 - Tom had a little trouble adjusting the settings.
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
 - Tom had a little trouble adjusting the settings.
Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
 - Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
 - Tom had a little trouble adjusting the settings.
Çalar saatin ayarını ayarla.
 - Adjust the setting of the alarm clock.
Tom az önce kurmayı bitirdi.
 - Tom has just finished setting up.
Sınırları kurmak şarttır.
 - Setting limits is imperative.