sensibility, humanity, tenderness, love

listen to the pronunciation of sensibility, humanity, tenderness, love
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sensibility, humanity, tenderness, love в Английский Язык Турецкий язык словарь

feeling
duygu

Müzik duyguları tahrik eder. - Music moves the feelings.

Biz onun duygularını incitmekten korktuk. - We were afraid that we might hurt his feelings.

feeling
{i} acıma
feeling
{i} hissetme

Gittikten sonra, huzursuz hissetmeye başladı. - After he left, she started feeling uneasy.

Tom'un iyi hissetmediğini derhal söyleyebilirim. - I could tell right away that Tom wasn't feeling well.

feeling
{s} canlı
feeling
{f} hisset

Çok aç hissetmiyordum. - I was not feeling very hungry.

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı. - Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.

feeling
{i} dokunma hissi
feeling
(Felsefe) duygusallık
feeling
hissederek

Bu sabah kendimi çok hasta hissederek uyandım. - I awoke this morning feeling very ill.

Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum. - Feeling the house shake, I ran outside.

feeling
{i} dokunma
feeling
{i} algı
feeling
hassasiyet
feeling
dokunum
feeling
sanı

Sanırım Tom biraz stresli hissediyor. - I think Tom is feeling a little stressed.

Sanırım onun duygularını incittim. - I think I hurt his feelings.

feeling
kanaat
feeling
zan
feeling
bilinç
feeling
farkında olma
feeling
(Tıp) Hissetme, duyma
feeling
{i} his, duygu
feeling
(sıfat) duygusal, hassas, duyarlı, duygulu, canlı
Английский Язык - Английский Язык
{n} feeling
sensibility, humanity, tenderness, love

    Расстановка переносов

    sensibility, humanity, tenderness, Love

    Произношение

Избранное