O, büyük olasılıkla başaracak.
- He's the most likely to succeed.
Tom büyük olasılıkla kırmızı arabayı satın alacak.
- Tom will most likely buy the red car.
Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu.
- Tom knew what Mary would most likely do.
Tom büyük bir olasılıkla geç kalacak.
- Tom is very likely to be late.
Ed is the odds-on choice for class president, because he has good sense and good humor.
Tom büyük ihtimalle başarılı olacak.
- Tom is the most likely to succeed.
Ben büyük ihtimalle kazanacağım.
- I'll most likely win.
Tom büyük ihtimalle gelmeyecek.
- Tom isn't very likely to come.
O, büyük ihtimalle geç kalacak.
- He's very likely to be late.
Büyük olasılıkla o geç kalacak.
- It's very likely that he'll be late.
O, büyük olasılıkla seçilecek.
- It's very likely that he'll be chosen.
They're very likely to arrive next week.
- Sie werden sehr wahrscheinlich nächste Woche ankommen.
It's very likely that someone will be waiting for us.
- Es ist sehr wahrscheinlich, dass jemand auf uns warten wird.