O bir köklü değişiklikti.
 - It was a radical change.
Onun fikri yaşam tarzımızı kökünden değiştirecektir.
 - His idea will radically alter our way of life.
Bu keşif alanı kökünden değiştirmek için potansiyele sahiptir.
 - This discovery has the potential to radically change the field.