seçilmiş

listen to the pronunciation of seçilmiş
Турецкий язык - Английский Язык
selected

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

The conference will be held in a specially selected church. - Konferans, özel seçilmiş bir kilisede düzenlenecek.

chosen

You are the chosen one. - Sen seçilmiş birisin.

Jews are a people chosen by God. - Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.

(Politika Siyaset) Elected, chosen
recherche
elective
select

These are select peaches. - Bunlar seçilmiş şeftaliler.

The conference will be held in a specially selected church. - Konferans, özel seçilmiş bir kilisede düzenlenecek.

picked

Do you have a name picked out for your baby? - Bebeğiniz için seçilmiş bir adınız var mı?

(Bilgisayar) enabled state
opted
(Bilgisayar) checked
excerpted
analectic
graded
the chosen

You are the chosen one. - Sen seçilmiş birisin.

elect

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983. - Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

seçilmiş olan
chosen
Seçilmiş Deniz Piyadeleri İhtiyat Unsurları
(Askeri) Selected Marine Corps Reserve
seçilmiş ihtiyat unsuru
(Askeri) Selected Reserve
seçilmiş olanlar
the elect
seç
choose

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

You may choose what you like. - İstediğinizi seçebilirsiniz.

rastgele seçilmiş
arbitrary
seç
chose

He was chosen to be a member of the team. - O, takımın bir üyesi olarak seçildi.

We chose Mary a good birthday present. - Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.

seç
{f} chosen

He was chosen to be a member of the team. - O, takımın bir üyesi olarak seçildi.

I realized that what I had chosen didn't really interest me. - Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.

seç
{f} elect

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983. - Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.

seç
choosing

Mary took her time choosing a dress even though Tom was waiting for her. - Tom onu bekliyor olsada, Mary'nin bir elbise seçmesi zamanını aldı.

I hope to find a job of my own choosing. - Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.

seç
{f} elected

Dwight Eisenhower was elected president in 1952. - Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.

nedensiz seçilmiş
arbitrary
seç
(Bilgisayar) choose columns
seç
(Bilgisayar) select from
seç
single out

I don't think it's fair to single out Tom. - Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.

seç
{f} selecting

Tom did a pretty good job of selecting music for the dance. - Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.

seç
select

The president shall be selected by majority vote. - Başkan çoğunluğun oyu ile seçilecek.

The old selection process for judges was very unfair. - Hakimler için eski seçim süreci çok haksızdı.

seç
pick on

Pick one of the items on this list. - Bu listedeki öğelerden birini seçin.

Why don't you pick on someone your own size? - Neden boyuna göre birini seçmiyorsun?

seç
pick out

You can pick out any book you like. - Beğendiğin kitabı seçebilirsin.

I want to pick out a present for my friend. - Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.

seç
{f} selected

He selected a Christmas gift for her. - Onun için bir noel hediyesi seçti.

She selected a hat to match her new dress. - O, yeni elbisesi ile uyması için yeni bir şapka seçti.

seç
choose, select
seçilmişler
selected for
birer birer seçilmiş
hand-picked
dikkatle seçilmiş
hand-picked
dikkatle seçilmiş sözcükler
choice words
elle seçilmiş
manually selected
güvelik yardım ofisi/subayı; güvenlik yardım kuruluşu; seçilmiş taarruz seçeneği
(Askeri) security assistance office/officer; security assistance organization; selected attack option
güvenli analiz uzmanı dosya ortamı; kaçmak için seçilmiş bölge
(Askeri) secure analyst file environment; selected area for evasion
iyi seçilmiş
well-chosen
kaçmak için seçilmiş bölge alan istihbarat tanımı
(Askeri) selected area for evasion (SAFE) area intelligence description
kaçmak için seçilmiş bölge temas noktası
(Askeri) selected area for evasion-contact point
kaçmak için seçilmiş kaçma ve kurtulma bölgesi (SAFE) bölge harekete geçme taleb
(Askeri) evasion and recovery selected area for evasion (SAFE) area activation request
nükleer silahların seçilmiş hedeflere atılması
(Askeri) selective release
seç
singleout
özenle seçilmiş
recherche
Турецкий язык - Турецкий язык
Aynı cinsten olan nesneler arasından iyi ve seçkin olanlar çıktıktan sonra geride kalanlar
Seçimle iş başına gelen
Seçimle işbaşına gelen
Seçerek ayrılmış
(Osmanlı Dönemi) müntehap
seçilmiş başkan
(Politika Siyaset) Başkanlığa seçilmiş ama henüz görevi resmen devralmamış kişiler için kullanılan geçici unvan