Tom made a careful selection.
- Tom dikkatli bir seçim yaptı.
Our random selection has chosen you as a possible winner!
- Bizim rastgele seçim olası bir kazanan olarak sizi seçti.
ׂShe's very picky when it comes to choosing hotels.
- İş otel seçmeye gelince çok seçicidir.
Nobody argued against choosing him as chairman.
- Onun başkan olarak seçilmesine kimse karşı çıkmadı.