Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
- As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Tom odasında kendine barikat kurdu.
- Tom barricaded himself in his room.
Tom ve Mary odada kendilerine barikat kurdular.
- Tom and Mary barricaded themselves in the room.
İşçiler bir insan barikatı kurdu.
- The laborers formed a human barricade.
Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına barikat dikilmesini emretti.
- Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station.