satın alarak

listen to the pronunciation of satın alarak
Турецкий язык - Английский Язык
merchandising
buying

The investment firm tricked customers into buying worthless stock. - Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.

What are you doing buying a house? - Bir ev satın alarak ne yapıyorsun?

purchasing
satın alarak stoklamak
buy in
satın al
{f} bought

I bought a bottle of beer at the liquor store. - Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

He bought books at random. - O, rastgele kitap satın aldı.

satın al
{f} purchase

At last, they purchased freedom with blood. - Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.

I purchased a new car last week. - Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

satın al
{f} purchasing

The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power. - Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

satın al
{f} merchandising
satın al
{f} merchandised
satın al
{f} merchandise
satın al
{f} buy

What do you want to buy? - Ne satın almak istiyorsun?

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

satın al
{f} buying

I never go out without buying something. - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

satın alarak
Избранное