Турецкий язык - Английский Язык
Определение sakızı в Турецкий язык Английский Язык словарь
- sakız
- gum
Tom got some chewing gum stuck on the bottom of his shoe.
-Tom'un ayakkabısının altında sıkışmış biraz sakız var.
The gum has lost its taste.
-Sakız tadını kaybetti.
- sakız
- chewing gum
My hovercraft is full of eels, and there's a bit of chewing gum stuck to my keyboard.
-Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.
Mary offered Tom a chewing gum, which he accepted.
-Mary Tom'a bir sakız önerdi, o onu kabul etti.
- damla sakızı
- gum mastic
- sakız
- gum mastic
- sakız
- mastic
- sakız
- chewinggum
- damla sakızı
- Mastic gum, gummastic
- katran sakızı
- tar resin
- çam sakızı çoban armağanı
- the least i can do
- akasya sakızı
- acacia
- akasya sakızı
- gum arabic
- amonyak sakızı
- gum ammoniac
- arap sakızı
- gum arabic
- kasnı otu sakızı
- galbanum
- sakız
- gummastic
- sakız
- chicle
- sakız
- masticatory
- sakız
- chewing gum, gum; mastic
- sakız
- resin
- sakız
- myrrh
- sakız
- (Botanik, Bitkibilim) gummi mastix
- çam sakızı çoban armağanı
- small present, small gift
- çene sakızı
- a word or saying which one frequently repeats
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение sakızı в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- damla sakızı
- İri taneli, parlak ve çok sevilen bir tür sakız
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) ILK
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) NEBV
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) MASTAKİ
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) MUSTAKA
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) KİYYE
- Sakız
- ılk
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) ALAK
- Sakız
- çiklet
- Sakız
- (Osmanlı Dönemi) KİYYA
- Sakız
- ciklet
- ağaç sakızı
- Reçine
- kengel sakızı
- Kenger sakızı
- kenger sakızı
- Kenger sütünden yapılan bir tür sakız, çengel sakızı
- köknar sakızı
- Köknar kozalaklarından elde edilen sakız, köknar reçinesi
- sakız
- Şekerli ve kokulu çiğneme sakızı, çiklet
- sakız
- Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
- sakız
- Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
- sakız
- çiğnemek için küçük tabletler halinde hazırlanan şekerli ve şekersiz hoş kokulu ciklet
- sakız
- Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine. Şekerli ve kokulu çiğneme sakızı, çiklet
- sakız
- Yunanistan'da Kuzey Ege coğrafi bölgesine dahil bir il
- sakız
- Sakız ağacı: "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu."- R. N. Güntekin
- sakız
- Sakız ağacı
- yer sakızı
- Bitüm
- çam sakızı
- Çam ağacından çıkarılan reçine, acı sakız
- çengel sakızı
- Kengel sakızı
Связанные Термины
sakızı
Расстановка переносов
sa·kı·zıResimler
История
Избранное