sahile

listen to the pronunciation of sahile
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sahile в Турецкий язык Английский Язык словарь

sahil
seaside

Can you go to the seaside tomorrow? - Yarın sahile gidebilir misin?

An elevated seaside bike path collapsed in Rio. - Rio'da bir yüksek sahil bisiklet yolu çöktü.

sahil
coast

We went to the coast for our summer vacation. - Yaz tatilimiz için sahile gittik.

We drove along the coast. - Sahil boyunca arabayla gezdik.

sahil
beach

What time of year do you usually like to spend time on the beach? - Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?

Tom and his friends headed towards the beach. - Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.

sahil
shore

I found a beautiful shell on the shore. - Sahilde güzel bir kabuk buldum.

Tom walked along the shore alone. - Tom tek başına sahil boyunca yürüdü.

sahile atmak
wash ashore
sahile doğru
shoreward
sahile doğru
shorewards
sahile doğru esmek
set in
sahile en kısa yoldan nasıl giderim
Which is the shortest way to the beach
sahile vuran dalga
beachcomber
sahile vurmak
to be stranded
sahile çarpan dalga
roller
sahile çekmek
beach
sahile çekmek
to beach
sahil
{i} bank
sahil
heated
sahil
littoral
sahil
strand

Timmendorfer Strand is a well-known beach town. - Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.

sahil
sea front
sahil
coastline

The city has a long coastline. - Şehrin uzun bir sahil şeridi var.

sahil
the coast

We drove along the coast. - Sahil boyunca arabayla gezdik.

As far as I can tell, the coast is clear. - Bildiğim kadarıyla sahil açık.

sahil
coast of
dalgaların sahile vurup kırılması
breach
sahil
seashore

She sells seashells by the seashore. - O, sahilde deniz kabukları satar.

We often took a walk along the seashore together in the morning. - Biz genellikle sabahları birlikte sahil boyunca bir yürüyüş yapardık.

sahil
seaboard
sahil
coastal

Blackpool is a coastal town. - Blackpool bir sahil kasabasıdır.

sahil
sea coast
sahil
(kumlu) hurst
sahil
waterside
sahil
seashore, shore, coast, beach; seafront
sahil
hurst
sahil
seafront
sahil
seacoast
sahil
ashore
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sahile в Турецкий язык Турецкий язык словарь

SAHİL
(Osmanlı Dönemi) Deniz, göl veya akarsu kenarı. Kıyı, yalı
sahil
Kıyı, yaka, yalı
sahil
Kıyı, yaka, yalı: "Bir gün, adanın sahilinde, bir soğan yüklü kayık gelip demirledi."- S. F. Abasıyanık
sahil
At kişnemesi
sahil
Kuzey Amerika'da kumlu ve kumtaşlı kıyı tepelerinden meydana gelen bölge