It's high time you had a haircut.
 - Saç tıraşı olmanın zamanı çoktan geldi.
The girl has golden hair.
 - Kızın altın saçı var.
Tom's hair is disheveled.
 - Tom'un saçı darmadağınık.
It's almost as absurd as building a nuclear reactor inside a castle.
 - Bu neredeyse bir kale içine nükleer reaktör inşa etmek kadar saçma.
The farmer scattered the wheat seeds in the field.
 - Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
 - Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
Tom is a redhead, isn't he?
 - Tom kızıl saçlı, değil mi?
John kissed any woman with red hair.
 - John kızıl saçlı bir kadını öptü.