sığmaz

listen to the pronunciation of sığmaz
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sığmaz в Турецкий язык Английский Язык словарь

sığ
shallow

Tom went splashing through the shallows. - Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.

The river was shallow at that point. - Nehir o noktada sığdı.

ele avuca sığmaz
wayward
ele avuca sığmaz
mischievous
ele avuca sığmaz
undisciplined
ele avuca sığmaz
out-of-hand
ele avuca sığmaz
intractable
ele avuca sığmaz
out of control
ele avuca sığmaz
(deyim) handful

She's a bit of a handful. - O biraz ele avuca sığmaz biri.

sığ
superficial

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

Sığ
ity
akla hayale sığmaz
imagination boggles at the thought
akla hayale sığmaz
unthinkable
akla sığmaz
unbelievable, preposterous
derisine sığmaz
conceited, stuck-up
ele avuca sığmaz
impracticable
ele avuca sığmaz
unruly
ele avuca sığmaz
uncontrollable
ele avuca sığmaz
rompy
ele avuca sığmaz
out of hand
ele avuca sığmaz
greasy
ele avuca sığmaz
obstreperous
ele avuca sığmaz
unmanageable

Tom is an unmanageable child. - Tom ele avuca sığmaz bir çocuk.

ele avuca sığmaz
out of hand, mischievous, unruly, intractable
ele avuca sığmaz çocuk
problem child
ele avuca sığmaz çocuk
romp
hesapa kitaba sığmaz
1. incalculable. 2. imponderable. 3. inconsistent
iki karpuz bir koltuğa sığmaz
(Atasözü) You can't do two things at once
kelimelere sığmaz
inexpressible
sığ
fordable
sığ
shoaly
tarife sığmaz
it beggars description
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sığmaz в Турецкий язык Турецкий язык словарь

sığ
Derinliği az
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
sığ
Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
sığ
Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan