söylenilmek

listen to the pronunciation of söylenilmek
Турецкий язык - Английский Язык

Определение söylenilmek в Турецкий язык Английский Язык словарь

söyle
{f} said

It doesn't matter what he said. - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

I remember what he said. - Onun ne söylediğini hatırlıyorum.

söyle
spit it out !
söyle
told

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

söyle
told to
söyle
say

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

söyle
confide

This is confidential, I can only tell him personally. - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.

I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it? - Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

söyle
tell

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

Can you please tell me what time the train leaves? - Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

söyle
{f} saying

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning. - O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.

kendisine söylenilmek
tell him be called
söyle
dictate
söyle
mouth

He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything. - Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
Турецкий язык - Турецкий язык
Herhangi biri söylenmek
Söylenmek
söylenilme
Söylenilmek işi