Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
 - I'm afraid you're going to have to release Tom.
Fadıl şartlı tahliye ile erkenden serbest kaldı.
 - Fadil got early release on parole.
Tom Pazartesi günü cezaevinden tahliye edildi.
 - Tom was released from prison on Monday.
O köpeği serbest bırakmayın.
 - Don't release that dog.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
 - They refused to release the hostages.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
 - I'm afraid you're going to have to release Tom.
Rehineleri serbest bırakmayı reddettiler.
 - They refused to release the hostages.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
 - The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Ne yazık ki Tom'u serbest bırakmak zorunda kalacaksın.
 - I'm afraid you're going to have to release Tom.
Hayvanları kafeslerinden azat et.
 - Release the animals from the cages.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
 - It's impossible to release his foot from the trap.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
 - The hostages will be released tomorrow.
Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
 - It's impossible to release his foot from the trap.
Dan Brown 1998 yılında  Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller  Da Vinci Şifresini tamamlandı.
 - In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.
Süper Mario Kardeşler otuz sene önce yayınlanmıştı.
 - Super Mario Bros. was released thirty years ago.
O köpeği serbest bırakmayın.
 - Don't release that dog.
İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.
 - Iran balks at release of American woman.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
 - The prisoner asked to be released early.
Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.
 - They released the prisoner.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
 - Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Tom geçen ay hastaneden bırakıldı.
 - Tom was released from the hospital last month.
He released his grasp on the lever.
If you continue to use abusive language, I will need to release the call.
They released the new product later than intended.
They released thousands of gallons of water into the river each month.
... released from your new album Teenage Dream, what's the ...
... So we've released information about this. ...