Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
 - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
 - He came to Tokyo in search of employment.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
 - We went into the woods in search of insects.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
 - Many men went west in search of gold.
Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
 - I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
 - All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.