Bütün soruları alenen cevaplamaya karar verdim.
- I've decided to answer all questions publicly.
O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.
- He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.
Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
- Please refrain from smoking in public places.
Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.
- Tom never sings in public.
Bu binada bir umumi tuvalet var mı?
- Is there a public toilet in this building?
Çok hijyenik olmadıkları için umumi tuvaletleri kullanmayı reddediyorum.
- I refuse to use public restrooms, as they are very unhygenic.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
- Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
Halkın geneli mevcut hükümetten memnun değil.
- The public at large are dissatisfied with the present government.
Belediye başkanı genele hitap etti.
- The mayor addressed the general public.
Çevrimiçi yaptığın bir şeyin aleni olduğunu varsaymalısın.
- You should assume that anything you do online is public.
Bir veri yapısının tüm bileşenleri varsayılan olarak herkese açıktır.
- All the elements of a data structure are public by default.
Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- A fan page is always public.
Tom halk içinde konuşmayı sevmez.
- Tom hates speaking in public.
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Seçilmek istiyorsan kamusal imajını geliştirmek zorunda kalacaksın.
- If you want to get elected, you're going to have to improve your public image.
Tom bazen kamusal alanda burnunu karıştırır.
- Tom sometimes picks his nose in public.
Şarkıcı ve aktris Selena Gomez mesleğine yedi yaşındayken çocukların ulusal televizyon gösterisi Barney and Friends'te başladı.
- Singer and actress Selena Gomez started her career at age seven on the children's public television show Barney and Friends.
Bu ulusal hazine yılda yalnızca bir kez halk tarafından görülebilir.
- This national treasure can be seen by the public only once a year.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
- Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Kale restore edildi ve halka açık.
- The castle has been restored and is open to the public.
Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
- Please refrain from smoking in public places.
Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.
- People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.
Bush and Blair stand condemned by their own publics and face imminent political extinction.
They did not oppose the project just because they feared public opinion.
- They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
Tom doesn't like to speak in public.
- Tom doesn't like speaking in public.
... i guess because i've been speaking so much publicly that i didn't think that ...