Kendisine Fransızca öğretti.
- He taught himself French.
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Tom ateşle kendisini ısıttı.
- Tom warmed himself by the fire.
O, düştüğünde kendisini incitti.
- He hurt himself when he fell.
Tom'un sana bizzat söylemeyeceğini biliyorum.
- I know Tom wouldn't tell you himself.
Bizzat Tom gelmemizi rica etti.
- Tom himself asked us to come.
Tom geç kaldığı için özür diledi.
- Tom excused himself for being late.
Tom özür dileyip, gitti.
- Tom excused himself and left.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı.
- He addressed himself to the reporters.
O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
O, aynada kendine bakmadı mı?
- Hasn't he looked at himself in a mirror?
Tom bugün kendinde değildir.
- Tom isn't himself today.
Tom bugün tamamen kendinde değil.
- Tom isn't quite himself today.
O, kendini koşullara uydurdu.
- He adapted himself to circumstances.
O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz.
- He can't accommodate himself to his circumstances.
Kendinden emin gözüküyordu.
- He seemed sure of himself.
Tom kendinden başka kimseyi suçlayamaz.
- Tom can't blame anyone but himself.