O, satranç turnuvasında birincilik ödülünü aldı.
 - He carried off the first prize at the chess tournament.
O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
 - She boasted of having won the first prize.
Tom her ayın ilk gününde kira öder.
 - Tom pays rent on the first day of every month.
Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor.
 - You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
 - What came first? The egg or the hen?
Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.
 - When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
 - In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.
 - At first, they were all convinced he was innocent.
İlk başta her insan 10 ABD doları ödemişti.
 - At first each man had paid $10.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
 - At first, I didn't like him.
Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
 - At first, the trainees were awkward in his company.