primär…

listen to the pronunciation of primär…
Немецкий Язык - Турецкий язык

Определение primär… в Немецкий Язык Турецкий язык словарь

primär
{pri'me: r} birincil, primer
primär
ilk, temel, esas, asli
Английский Язык - Турецкий язык

Определение primär… в Английский Язык Турецкий язык словарь

main
{s} başlıca

Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir. - Fossil fuels are the main causes of global warming.

Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir. - Hinduism is the main religion in India.

main
asıl

Planın asıl amacını açıkladı. - He explained the main purpose of the plan.

Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır. - Making money is his main purpose in life.

main
ana

İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem. - In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Birinin ününü sürdürmek zordur. - It is hard to maintain one's reputation.

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

Немецкий Язык - Английский Язык
primary
main
primär
foremost
primär
first and foremost
primär
protogenic
primär
primarily
Es geht uns primär darum, dass ...
What concerns us primarily is that
Es geht uns primär darum, dass ...
Our main concern is that