Sen burda bir öğrenci değil misin?
- Aren't you a student here?
Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
- Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir.
- It's all downhill from here.
Buyrun, bundan bir lokma deneyin.
- Here, try a bite of this.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
- Tom hopes Mary likes it here.
Hazine için orayı burayı kazdılar.
- They dug here and there for treasure.
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
İşte onun yaşadığı ev.
- Here's the house where he lived.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- Are you a teacher or a student here?
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Hey, lütfen bana burada yardım eder misin?
- Hey, could you give me a hand over here, please?
Hey, buradan çıkalım.
- Hey, let's get out of here.