O kelime onu mükemmel şekilde açıklıyor.
- That word describes it perfectly.
O mükemmel olmaktan uzaktır.
- He is far from perfect.
Kim kendi anadilini kusursuz bir biçimde bilir?
- Who knows his own mother tongue perfectly?
O kusursuzca anlaşılabilir.
- That's perfectly understandable.
Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor.
- Tom can understand perfectly well.
Ben tamamen normalim.
- I'm perfectly normal.
Hayali gitar becerilerini mükemmelleştirmek için saatler harcadı.
- He spent hours perfecting his air guitar skills.
It makes perfect sense.
- It makes perfect sense!
You are perfectly normal.
- You're perfectly normal.