Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- The homes of hundreds of families were burned.
Bu kahvenin tadı yanık.
- This coffee tastes burnt.
Onun sağ elinde yanık var.
- She got burnt in the right hand.
Fren lambalarından biri yanmış.
- One of your brake lights is burned out.
Yanmış parmağı akan suda soğut.
- Cool the burned finger in running water.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Sosisler şimdi yanmış olmalı!
- The sausages must be burnt by now!
Her iki bina da yandı.
- Both buildings burned down.
Ateş parlak bir şekilde yandı.
- The fire burned up brightly.