The nuclear holocaust scenario is just old propaganda. Arsenals are limited and rusty.
- Nükleer soykırım senaryosu sadece eski propagandadır. Silah depoları sınırlı ve paslı.
Tom hurt himself on a rusty nail.
- Tom paslı çiviyle kendini yaraladı.
He rubbed the rust off with a file.
- O bir eğe ile pası sildi.
My math is a little rusty.
- Benim matematik biraz paslanmış.
The person whose name was on the passport was described with words.
- Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
When you travel abroad, you usually need a passport.
- Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır