parlatılmak

listen to the pronunciation of parlatılmak
Турецкий язык - Английский Язык

Определение parlatılmak в Турецкий язык Английский Язык словарь

parla
shone

The stars shone all the time. - Yıldızlar her zaman parladı.

The stars shone in the sky. - Yıldızlar gökyüzünde parladı.

parla
{f} shine

She had her shoes shined. - O, ayakkabılarını parlattı.

Susan shined her father's shoes. - Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

parla
{f} glisten
parla
{f} blaze
parla
{f} sparkle

Her eyes sparkled like diamonds. - Onun gözleri elmas gibi parladı.

Mary's eyes sparkled like diamonds. - Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.

parla
{f} shining

That blue-white shining star is Sirius. - O mavi-beyaz parlayan yıldız Sirius'tur.

The child talked with his eyes shining. - Çocuk parlayan gözlerle konuştu.

parla
{f} glistening
parla
flame

The logs flamed brightly. - Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.

parla
coruscate
Турецкий язык - Турецкий язык
perdahlanmak