Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
 - When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
 - Some things in life are beyond our ability to control.
Tom onun ötesine gitti.
 - Tom went beyond that.
Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.
 - Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
 - My team has never advanced beyond the quarter-finals.
Tom normal çalışma saatlerinin dışında çalıştığında %50 zamlı aldı.
 - Tom got time and a half when he worked beyond his usual quitting time.
İnsan bünyesi, Dünya dışındaki ortamlara uyum sağlayabilecek kadar esnek mi?
 - Is the human condition flexible enough to adapt to environments beyond Earth?
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
 - They live beyond their means.
O, kazandığından çok para harcıyor.
 - She lives beyond her means.