Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.
- The economic minister gives a weekly report.
Haftalık bir dergi satın aldım.
- I bought a weekly magazine.
O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
- She wrote to her parents at least once a week.
Haftada bir kez piyano dersleri alır.
- She takes piano lessons once a week.