O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.
 - I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying.
Bazı dillerde konuşma, dua etme gibidir.
 - Speaking in some languages sounds like praying.
Leyla yalvarmaya başladı.
 - Layla started praying.