nuru

listen to the pronunciation of nuru
Турецкий язык - Английский Язык

Определение nuru в Турецкий язык Английский Язык словарь

nur
{i} light

You're the light of my eyes ... and crown of my head. - Gözümde nursun ...ve başımda tacın.

nur
splendour
nur
divine light
nur
splendor
nur
radiancy
göz nuru
observed the light
gözümün nuru
the light of my eyes
el emeği göz nuru
handicraft
el emeği göz nuru
handcraft
gemici nuru
dead fire
göz nuru
eye-straining work
nur
nimbus
nur
light; glory, divine light
nur
radiance
nur
glory
Английский Язык - Английский Язык

Определение nuru в Английский Язык Английский Язык словарь

nur
A proper name for girls and generally, used as second name after the other proper name such as Ayşenur
nur
A hard knot in wood; also, a hard knob of wood used by boys in playing hockey
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение nuru в Турецкий язык Турецкий язык словарь

nûru mârifet
(Osmanlı Dönemi) Allah'ı tanımanın meydana getirdiği nur, ışık
NUR
(Osmanlı Dönemi) Zulmeti def eden, şule, ışık. Bazılarınca ziya, nurdan daha sağlamdır ve daha hastır. Nur; dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki nevidir. Dünyevi olanı da iki çeşittir: Biri: Envar-ı İlâhiyeden intişar eden nurdur. Akıl ve Nur-u Kur'an gibi. İkincisi: Görmekle hissedilir ki, nurlu cisimlerden ibarettir, güneş, ay ve yıldız gibi... Uhrevi nur: $ ilâ âhir.. âyet-i kerimesinde mensus olan nurdur. Nur, âl
NUR
(Osmanlı Dönemi) Aydınlık. Parıltı. Parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. Işık
NUR
(Osmanlı Dönemi) Kur'ân-ı Kerim. İman. İslâmiyet. Peygamber
Nur
(Osmanlı Dönemi) PERVAZ
göz nuru
Görme yeteneği
göz nuru
İyi bir iş ortaya çıkarmak için yapılan emek
göz nuru
Yoğun bir emek sonucu ortaya çıkan iş
nur
İlâhî bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
nur
Kutsal ışık
nur
Aydınlık, ışık, parıltı. İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık: "Kuru kadın okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü."- Ö. Seyfettin
nur
Aydınlık, ışık, parıltı