Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
- Am I that much different from everyone else?
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
- Why not try something different for a change?
Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.
- He tried different kinds of foods one after another.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
- There are many different types of cookies.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
O diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- He was always different from other children.
Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum.
- When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
- Tom and Mary left through different doors.
Filler üç farklı türe ayrılır.
- Elephants are divided into three different species.