nahezu

listen to the pronunciation of nahezu
Немецкий Язык - Турецкий язык
hemen hemen; tahminen
e {'ne: garn} s dikiş ipliği
Английский Язык - Турецкий язык

Определение nahezu в Английский Язык Турецкий язык словарь

almost
hemen hemen

Tom hemen hemen her türlü aracı sürebilir. - Tom can drive almost any kind of vehicle.

Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur. - Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.

almost
az daha

Az daha treni kaçırıyordum. - I almost missed the train.

almost
neredeyse

Kylie Minogue için neredeyse ağlıyordum. - I was almost crying for Kylie Minogue.

Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor. - The police have been searching for the stolen goods for almost a month.

almost
yaklaşık olarak

Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı. - The novel has sold almost 20,000 copies.

almost
adeta

Tom adeta bir kız gibi gözüküyor. - Tom almost looks like a girl.

near
yakınlarda

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu. - He lived in a small town nearby.

Yakınlarda bir çiçek mağazası var. - There is a flower shop near by.

almost
az kaldı, az kalsın, az daha, neredeyse: He almost died. Az
near
yakında

Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı? - Excuse me, is there a toilet nearby?

Yakında bir telefon var mı? - Is there a telephone near by?

almost
az kalsın

Tom'a az kalsın araba çarpıyordu. - Tom almost got hit by a car.

Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum. - I almost believed what Tom said.

almost
hemen hemen: This picture's almost done. Bu resim hemen hemen bitti
near
{s} eli sıkı
near
(sıfat) yakın, samimi, eli sıkı, cimri
near
(zarf) yakın, yakında, yaklaşık olarak, hemen hemen
near
yakınında

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti. - In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.

Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var. - There's a nice Thai restaurant near here.

near
ne
Немецкий Язык - Английский Язык
nigh on
nearly
almost

Don't try to remember every sentence of the text, it's almost impossible. - Versuche nicht, dir jeden Satz des Textes zu merken, das ist nahezu unmöglich.

Almost everything has gotten better. - Nahezu alles hat sich verbessert.

well-nigh
near
close onto
nahezu senkrecht
near vertical
nahezu vollständige Zerlegbarkeit
near-complete decomposability
Es war nahezu unmöglich, seine Schrift zu entziffern.
It was all but impossible to read his writing
fast/nahezu greifbar sein
to be almost palpable