nahezu

listen to the pronunciation of nahezu
Немецкий Язык - Турецкий язык
hemen hemen; tahminen
e {'ne: garn} s dikiş ipliği
Английский Язык - Турецкий язык

Определение nahezu в Английский Язык Турецкий язык словарь

almost
hemen hemen

Hemen hemen hiç iştahım yok. - I have almost no appetite.

Tom ve Mary hemen hemen her zaman okuldan sonra tenis oynarlar. - Tom and Mary almost always play tennis after school.

almost
az daha

Az daha treni kaçırıyordum. - I almost missed the train.

almost
neredeyse

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg neredeyse bir kazanova. - The founder of Facebook, Mark Zuckerberg, is almost a casanova.

O neredeyse ölüyordu. - She almost passed out.

almost
yaklaşık olarak

Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı. - The novel has sold almost 20,000 copies.

almost
adeta

Tom adeta bir kız gibi gözüküyor. - Tom almost looks like a girl.

near
yakınlarda

Yakınlarda ucuz bir otel biliyor musun? - Do you know a cheap hotel nearby?

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu. - He lived in a small town nearby.

almost
az kaldı, az kalsın, az daha, neredeyse: He almost died. Az
near
yakında

Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı? - Excuse me, is there a toilet nearby?

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

almost
az kalsın

Tom'a az kalsın araba çarpıyordu. - Tom almost got hit by a car.

Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum. - I almost believed what Tom said.

almost
hemen hemen: This picture's almost done. Bu resim hemen hemen bitti
near
{s} eli sıkı
near
(sıfat) yakın, samimi, eli sıkı, cimri
near
(zarf) yakın, yakında, yaklaşık olarak, hemen hemen
near
yakınında

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti. - In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.

Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var. - There's a nice Thai restaurant near here.

near
ne
Немецкий Язык - Английский Язык
nigh on
nearly
almost

Almost everything has gotten better. - Nahezu alles ist besser geworden.

His credibility is so low that, if he says something is green, the chance that it is not is almost a certainty. - Seine Glaubwürdigkeit ist so gering, dass er sagen kann, etwas sei grün, und die Wahrscheinlichkeit, dass es das nicht ist, nahezu Gewissheit ist.

well-nigh
near
close onto
nahezu senkrecht
near vertical
nahezu vollständige Zerlegbarkeit
near-complete decomposability
Es war nahezu unmöglich, seine Schrift zu entziffern.
It was all but impossible to read his writing
fast/nahezu greifbar sein
to be almost palpable