Dayım bizim için yeni bir TV seti getirdi.
- My uncle brought a new TV set for us.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
- They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
- She carried on talking in spite of the loud noise.
O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
- She carried that habit to her grave.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.
- I try to stay involved.
İlgili risklerin farkındayım.
- I'm aware of the risks involved.