Tom'un en büyük oğluyla kesinlikle sorunları var.
- Tom definitely had problems with his oldest son.
Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.
- My grandmother is the oldest in this town.
Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.
- My grandmother is the oldest in this town.
Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.
- Tom is so old that even the oldest in the village first knew him as an old man.
Tom benim en eski arkadaşlarımdan biri.
- Tom is one of my oldest friends.
Yumi Ishiyama Lyoko Takımı'nın en eski üyesidir.
- Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.