Üzgünüm! Ben yanlışlıkla bitirmeden Gönder'e tıkladım.
- Sorry! I mistakenly clicked on Send before I was finished.
Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır.
- A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Faturamda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum.
- I think there's a mistake in my bill.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Faturamda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum.
- I think there's a mistake in my bill.
Aynı hatayı tekrar yapma.
- Don't make the same mistake again.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Kusura bakma ama hatalısın.
- Excuse me, but you're mistaken.
Tom'un yanılmadığını umuyorum.
- I hope that Tom wasn't mistaken.
Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
- It appears that you are all mistaken.
Bana öyle geliyor ki sen hatalısın.
- It appears to me you are mistaken.
Ne yazık ki yanılmıştır.
- He is sadly mistaken.
Tom yanılmış olabilirdi.
- Tom could've been mistaken.
Yanlış bir şeyler oluyordu.
- Something amiss was going on.
Bir şey yanlış görünüyordu.
- Something seemed amiss.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Sanırım o email'i yanlışlıkla Tom'a gönderdim.
- I think I mistakenly sent that email to Tom.
Senin politikan yanlış.
- Your policy is mistaken.
I mistakenly assumed that the shop was still there.
This is a clear case of mistaken identity.
I think you must be mistaken.
... it is always mistakenly being sold as the poor man's on set to air travel ...