method, way, medium; resources, funds

listen to the pronunciation of method, way, medium; resources, funds
Английский Язык - Турецкий язык

Определение method, way, medium; resources, funds в Английский Язык Турецкий язык словарь

means
vasıta

Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler. - Thoughts are expressed by means of words.

Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı. - The fisherman saved himself by means of a floating board.

means
{i} vesile
means
ulaşım araçları
means
(Dilbilim) aracı

En kısa sürede işi durdurmak zorunda olduğunu bir SMS aracılığıyla bildirdim. - I reported to him by means of an SMS that he had to stop his work as soon as possible.

İngilizce bir haberleşme aracıdır. - English is a means of communication.

means
kolaylık
means
(Matematik) içler
means
(Ticaret) araçlar

Mümkün olan tüm araçlar denendi. - All possible means have been tried.

Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır. - A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.

means
para

Başarı çok para anlamına gelir, değil mi? - Success means much money, doesn't it?

Tom kazandığından çok para harcıyor. - Tom lives beyond his means.

means
yöntem
means
gelir

Bu işaret yürüme anlamına gelir. - This signal means don't walk.

Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir. - Amnesia means loss of memory.

means
yol

Onu ikna etmek için her yolu kullanmalıyız. - We have to use every means to persuade him.

Akla gelebilecek her yolu denedim. - I have tried every means imaginable.

means
{i} servet, varlık
means
ne pahasına olursa olsun

Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin! - You said you wanted it by any means!

means
taşıtlar
means
(Mukavele) vasıta, araç, vesile
means
{i} servet
means
şüphesiz

Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım. - I must save the drowning child by all means.

Şüphesiz onu ben yapacağım. - I'll do it by all means.

means
means to an end araç
Английский Язык - Английский Язык
{i} means